Viyana'da son günümüzün ilk durağı Belvedere Sarayı.Upper Belvedere kısmı için 12,5€'ya bilet alıyoruz.Güzel bir bahçesi var.Sarayda ise Realist,Klasik,Romantik dönemlere ait eserler var. Sarayda fotoğraf çekmek yasak aman ben farkettirmeden çekerim diyorsanız da fark ediyorlar.Her adım başı bir görevli var.
Müzedeki en dikkat çekici eserler Gustav Klimt'e ait.O meşhur "Kiss" tablosu da burada.
Metroda LandstraBe durağında inip biraz yürüyünce değişik bir mimari örneği olan HunderwasserHaus'a varılıyor.Burası Hundertwasser tarafından belediyenin toplu konutları olarak yapılmış.Birkaç binadan oluşuyor.Binalarda insanlar yaşadığı için içeriye giriş izni yok ama bir tanesi dükkanların, kafelerin olduğu bir yer haline gelmiş,burada iç tasarımı da görebilir, alışveriş yapabilir, hediyelik güzel şeyler bulabilirsiniz.Genel olarak binanın dışı yamuk yumuk, rengarenk, bir yerlerinden bitkilerin falan çıktığı absürd bir mimari örneği, ama Gaudi'nin evleri gibi, izlemesi keyifli.
![]() |
Gustav Klimt'in Kedileri |
Sırada Prater Park var.Park o kadar büyük ki insan nereye gideceğini bilmiyor gerçi biz lunaparka gideceğiz ama oraya gidebilmek için epey yürüyoruz zaten sessiz sakin bir kaç koşan tip falan var bizde olsa gürültüden geçilmez burası, pek bir huzurlu (Evet 5 yazının sonunda nihayet "bizde olsa" diye başlayan bir cümle kurabildim)
Lunaparkta ilk iş korku tüneline gitmek oldu,hiç korkmadım ama:) Dönme dolabı ise oldukça eski. Riesenrad denen dolap 1897'de yapılmış.İnsan binmeye korkuyor tabi ama yine de keyifli,Viyana'ya son kez yüksekten bakmak için bindim ben .9€ kişi başı.
Burayı da gezince Viyana'da gezilecek her yeri gezmiş olmanın haklı gururu ile kendimizi yemeye içmeye verdik.Bence fast foodların şahı olan NordSee Avrupa'da yemek için harika bir alternatif.
Bir şeyler içmek için ise pek klas bir yer olan Kafe Demel'e gittik.Buranın bir de çikolata mağazası var.Ayrıca mekanda mutfakta olup biteni, süslenen pastaları falan izleyebiliyorsunuz isterseniz.Yalnız mekan saat 19.00'da kapanıyor. Demel çikolatalarının tarihi 1786 a kadar gidiyormuş bu arada.
Böylece Viyana programı bitmiş oluyor.Son notlara gelirsek:
- 4,5 gün gayet yeterli Viyana için, koşuşturmadan ama dolu dolu geçirebilirsiniz
- Çok fazla turist yok, o yüzden gezmesi,dinlenmesi çok rahat
- Şehir gerçekten elit, herkes şık;şehir düzenli ve konforlu
- Gidip görünce diyebilirim ki Ankara'da Viyana kafesi konseptine en uygun yer gerçekten Kafe Lins
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder