15 Temmuz 2014 Salı

Viyana 3

Bugün programda aylardır beklediğim aktivite yani opera var.(Biletleri aylar öncesinden alınca mecburen beklemiş oluyoruz yoksa operaya özellikle bir düşkünlüğüm yok, zaman zaman radyo 3'te opera dinlerken buluyorum kendimi ama durum fon müziği olmasından öteye gitmiyor, gerçi sonuçta evimden opera sesleri geliyor mu geliyor demek ki entelim ben ya:) 
Öncelikle State Opera Haus'ta bir oyun izlemek için kıyafet zorunluluğu var bu insana ekstra bir bavula mal olsa da, oraya özenle gitmek, şıklık yarışına katılmak insanın hoşuna gidiyor.Tabi yaş ortalaması 60 civarında olduğu için gençliğinizle avantajlı durumda olabiliyorsunuz ama unutmamak lazım 73 yaşındaki İngiliz teyze de bizim vitrinde bile göremeyeceğiz, görsek de anlamayacağımız mücevherleriyle avantajlı.Erkekler içinse smokinden papyona, normal takım elbiseden parlak rugan ayakkabıya kadar çoook geniş bir skala var:)Yani demek istiyorum ki efendi gibi takım elbisenizi giyip gidin yok giymem diyorsanız opera binasının dışında dev ekran var önünde bağdaş kurup izleyin üstelik o kadar para vermeye de gerek kalmıyor.
Biz illa para verelim dedik aylar önce 50€ a aldığımız biletle operanın en üst katında, ki beş katlı, yanda bir koltuk bulduk.En üst kattan sahneyi görmek biraz zor ama etrafı çok güzel izleyebiliyorduk ayrıca her koltukta küçük ekranlar var, böylece dil seçeneği ile oyunun konuşmalarını buradan takip edebiliyorsunuz.


Oyunumuz Hoffmann'a aitti.Üstelik sürrealist bir şeydi ve Fransızca.Bir ara robotlar falan dolaşıyordu sahnede, beni daha çok 3,5 saat ve 3 perde olması ve her perde arasında bitti sanıp heyecanlanmam ve ardından yaşadığım hayal kırıklığı ilgilendirdi.Yine de sahne, dekor,ışık ve o ambiyans 3,5 saat oturmaya değerdi,burada olsa oturmam (zira ilk perdeden sonra kaçmışlığım var).
Opera gününün gündüzünde ise Haus der Müzik ile Mozart Haus'a gittik.İkisini de görmek istiyorsanız 17€'a kombine bilet almak mümkün ama ben ikisini de tavsiye etmiyorum.4 Katlı Haus der Müzik'te pek kayda değer bir şey yoktu, çoçuklar için oyun alanları, deneysel zamazingolar falan.Bir katı bestecilere ayrılmıştı orası fena değildi ama işin müzik kısmı ihmal edilmiş bence.

Viyanalı müzikseverler


Mozart Haus ise Mozart'ın Figaro'nun Düğününü yazdığı ev.Hayatına dair pek çok şey öğreniyorsunuz.Ama daha iyi bir kaynak için Amadeus filmini öneririm. Mozart'ın Viyana'da bu evde kaldığı dönemi anlatıyor.
http://www.imdb.com/title/tt0086879/

Sanat ile ruhumuzu bu kadar besledikten sonra midemizi beslemeyi hak ettik diye düşünüp, Cafe Central'e gittik.Burası çok klas bir Viyana kafesi.Tarihi bir bina, ufak bir bahçe.Eğer içeride oturursanız piyano dinletisi oluyor ve hoş görünen tatlıları var.Biz ilk gidişimizde gulaş ve şinitzel yedik, daha sonrakinde tatlı.



Enfes görünse de görünüşe aldırmamak lazım, Türk yemekleri gibisi yok
Bu arada Cafe Central'in bağlı olduğu binada bir düğün salonu olsa gerek çünkü düğüne giden Hintlilere denk geldik, kafenin lavabosunda süslü Hintli ablaları epey inceledim,yani bizim hal tavırlara benzemiyordu halleri desem yalan olur aynı bizim düğün teyzeleri. Bu binanın yanında Freyung Meydanına çıkan hoş bir pasaj var, içinde sakin ve şık kafeler, butikler falan var.Fotoğraf denemesi için de hoş mekandı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder