Berlin'deki ikinci günüme Prenzlauer Berg bölgesinde Mauerpark Flohmarkt denilen bit pazarına gidiyorum.Epeyce boş sokaklarda pazar olabilecek bir yer aradıktan sonra Berlin'de bulunduğum dönemde pazarın tamiratta olduğunu gösteren uyarıyla karşılaşıyorum. Bu, Berlin için kaderim oluyor zira aradığım kafeler,barlar vs için de daha sonra karşıma çıkıyor sanki koca şehir tamamen tamirat altında, zaten her yerde bir vinç falan karşınıza çıkıyor.Alexander Platz'a geri dönüp bir Balzac kafede mola verdikten sonra Karl-Liebknecht Caddesi ve Unter Den Linden bulvarı boyunca yürüyerek Branden-Burger kapısına gidiyorum.
Rota Berliner Dom'un yakınından başlıyor.Fotoğrafta hemen yanında görünen kule, Tv Kulesi (Fernsehturm).Bu yapı Doğu Berlin tarafından 1969 inşa edilmiş ve Batı Berlin'e karşı hava atma unsuru olarak kullanılmış.
Berlin'de yol üstünde tuhaf sahnelerle karşılaşabilirsiniz.Yaratıcı bir şehir, hatta tuhaf bir yaratıcılığı var.Sanki bir Tim Burton filmi karesi gibi şehrin en turistik yerinde elektrik tellerindeki şu ayakkabılara bir mana veremedim:)
Yol boyunca ilerlemeye devam ediyoruz.Berlin'de her yer şantiye demiştim değil mi.
İlk durağımız Neue Wache.Burası ilk başta özgürlük savaşlarının anıtı, daha sonra I.Dünya Savaşı anıtı olarak kabul edilmiş. II.Dünya Savaşı sonrasında GDR yönetimi, anıtı faşizm kurbanlarına adamış, birleşmeden sonra da Kathe Kollowitz'in "Anne ve Ölü Çoçuğu" heykeli yerleştirilmiş.İçeride hüzünlü bir hava var, bir süre durup insanlık üzerine düşünmeden edemiyorsunuz.
Daha sonra Babel Platz meydanına uğruyorum.Burada Sankt-Hedwigs Katedralinde bir ayine denk geliyorum.Bu Kilise çok sade, Hz.İsa ve Meryem figürleri yok.Ayin sırasında bir abi piyano çalıyordu ama pek öyle uhrevi bir şey değildi Vivaldi'nin Dört Mevsimi bile olabilirdi:) Meydan ise Nazilerin binlerce kitabı yaktığı yer.Bu olayın anısına yerde bir levhada şöyle yazıyor: "Kitap yaktıkları yerde en sonunda insanları da yakacaklar." Berlin'in en çekici yanı görmüş geçirmiş bir şehir olması, size her fırsatta anlatacak hikayeleri var.
Bir sonraki durak Gardenmenmarkt meydanı.Burası güzel bir meydandı.Christmas market hazırlıkları devam ediyordu.Meydanda Französischer Dom ve Deutscher Dom diye birbirine benzeyen iki kilise var.Ayrıca konser salonu (Konzerthaus) da burada yer alıyor.Konser salonunun panosunda bakın kimi gördüm.
Unter Den Linden boyunca devam ediyoruz.Burası Berlin'in ana caddesi, mağazalar, sokak gösterileri falan hep burada ama cadde boyunca tamirat olduğundan ve yolun ortasını kapattıklarından pek keyifli değildi.Yolu devam edince karşınıza Breden Burger Kapısı çıkıyor.
Kapının yanında Silence Room (Sessizlik Odası) var.İlginç bir fikir aslında, ücretsiz. Şehrin hengamesinden kurtulmak için giriyorsun içeri, yalıtılmış bir oda, sessiz sessiz oturup çıkıyorsun.