Berlin'de en etkileyici noktayı sona sakladım. Berlin Duvarı...Duvardan kalıntılar şehrin çeşitli yerlerinde var ama en büyük bölümü 1,3 km ile East Side Gallery diye bilinen kısmı.Friedrichshain bölgesinde.Buraya gitmek için S hattını kullandım nispeten uzun bir yolculuk oldu.Duvar yıkıldıktan sonra bu kısım 1990 yılında sokak sanatçıları tarafından boyanmış, zaman içinde grafitiler yıpranınca 2009'da bazı sanatçılar çizimlerini yenilemiş.
Duvarın sembolik çizimlerinden biri |
Duvardan sonra geniş,tekdüze, sade hatlarıyla sosyalist mimariye ve şehircilik anlayışına iyi bir örnek olan Karl Marx Allee bulvarına varıyorum.Burası işçiler için yapılmış apartmanla çevrili.Cafe Syblle diye bir mekana oturuyorum.Berliner wiser red diye bira niyetine bir şey içiyorum ama kremalı gazlı birayla da pek alakası olmayan bir şey geldi.Bu kafede duvarın parçalarını ve tarihsel dokümanları görebilirsiniz.
Berlin'in acı dolu tarihini anlatan(çok dramatik girdim olaya) bir nokta da Check Point Charlie.Soğuk Savaş döneminde Batı ile Doğu arasındaki geçiş noktası burası.Müze ilginç detaylar barındırıyor.Esir kaplarında kaybolanların devasa listeleri var, hala yakınlarını arayanlar bu listelere bakıyorlar.Doğu Berlinlilerin karşı tarafa geçiş hikayelerini anlatan fotoğraflarda oldukça ilginç.Aşağıdaki fotoğraf, ablanın iki bavulun içine sığmaya çalışarak karşı tarafa kaçırılma planını gösteriyor mesela.
Yine sembol ifadelerden |
Benim bir kaç saat vakit ayırdığım bir diğer nokta ise Teknik Müze.Oldukça büyük bir tren bölümü ve denizcilik ve havacılık konusunda gelişmeleri anlatan sergiler var.Fakat ne yazık ki açıklamalar hep Almanca.Eğer bu konulara meraklıysan ve Almanca biliyorsanız güzel bir müze gidin gezin ve hatta kafesi Cafe Anhalt'ta oturun bir kahve için.
- Terörün Topoğrafyası Müzesinde duvarın kalıntılarından görebilirsiniz.
- Berlin Filarmoni'ye giderseniz genelde saatli turlarla gezdiriyorlarmış, satış ofisi açık oluyor ama.
- Asıl önereceğim yer Friedrichstreet'te Dussman diye bir mağaza var, kitap ve müzik mabedi diyebiliriz.Seyahat kitapları bile 1 katı kaplıyor.Caz müzik için bir kat ayrılmış.Bu genişlikte bir yer için acı olan şey Türk müziği kısmının izbe bir köşede bir iki raf kadar olması.Tabi kastım popüler müzik değil.Derya Türkan ve Kudsi Erguner olmasa bir albüm bile olmayacakmış Klasik Türk Müziğini temsil eden.Fason birkaç Sufi müzik albümünü saymıyorum.
- Alışveriş düşkünleri için de bir not yazalım. Kurfürstendamma diye havalı bir caddeleri var burada dolaşmak ilginizi çekebilir.Bir de KADEWE diye bir alışveriş merkezi var,kime sorsanız gösterirler.Pahalı ve şık bir yer, ben sadece üst kattaki envari çeşit çikolatacıyı gezdim:)
- Kurfurstenstr'de Cafe Einstein var. Pek popüler bir yer, gezi kitaplarında falan hep bahsediliyor.Rezervasyonsuz gitmeyin, giderseniz de çok ilgi görmüyorsunuz söyleyeyim.
Son olarak Berlin'de günlerdir dolaşıyorsunuz birden aklınıza memleketiniz düştü "ah vatanım vatanım" dediniz. Hemen metroya atlayıp Kottbusser Tor durağında iniyorsunuz işte Kayseridesiniz/Yozgattasınız/Kırşehirdesiniz....Burası Kreuzberg bölgesi yani Türk mahallesi.Bunu zaten metroda durağa yaklaşırken herkesin Türkçe konuşmasından anlıyorsunuz.Çıkınca içinizde hiç şüphe kalmıyor.Bütün dükkanlar Türkçe isimli, ki bu manzarayı Türkiye'de bile göremezsiniz, herkes Türkçe konuşuyor.
-Oooo Himmet dayı naber,nörüyon
-Amanın Orakçıların Niyazi, iyiyim yeğenim, gel bir çayımı iç.
-Geleyim dayım,ya dün akşam maçı izledin mi, naptııı öyle Fenerbahçe......
Ben orakçıların Niyazi, ben de soz ettigin icin bir sagol diyim dedim
YanıtlaSil