24 Haziran 2014 Salı

Ankaralılar İçin 2,3 Günlük İstanbul Turu

Efendim özellikle böyle bir başlık açılmasının sebebini Ankara'da yaşayanlar gayet iyi anlayacaktır, zira bu program sizi bol bol sahillerde dolaştırmayı vadediyor, sizler zavallı karasal iklim insanları İstanbul'da denizden, boğazdan başka bir şey görmeyeceksiniz.
Gönül ister ki İstanbul'a elinizde tahta bavulunuzla Haydarpaşa'dan çıkın lakin ne tahta bavul kaldı ne Haydarpaşa. O yüzden siz ne yazık ki dört tekerlekli mini bavulunuzu (3 günlük tatil, büyük boya ihtiyaç yok hanımlar) sürükleye sürükleye Kadıköy'e geliyorsunuz.( tabi Kadıköy'de eylem olması sebebiyle Havataşlar Kadıköy'e giremiyor o yüzden sizi bilmem nerede bırakıyor siz orada metro buluyorsunuz İstanbul metrosuyla Ankara metrosunu kıyaslayan analizlerinizi falan yapıyorsunuz vs... bu kısım size kalmış)
Kadıköy'de kaldığınız varsayımı ile gidin otele yerleşin, sonra meydanda Sturbucks'ın yanında Fazıl Bey kahvesi var orada Türk kahvesi için efendim aç iseniz Çiya'ya yemek yemeye gidin ama mezeci kısmına gidin.Tabağınızı gönlünüze göre doldurun.Mesela ben falafel, sarımsaklı köfte(Arap köftesi ya da Kürt köftesi  belki de her ikisi diye bilinen),çeşitli otlar, lahmacun falan derken kendimi Adana'da baraj kenarında ziyafet çekiyor gibi hissettim.Bir de nevruz diye bir şerbeti var buranın tavsiye olunur.
olsa da yesek


Nevruz
İlk durağımız Sunay Akın'ın kurduğu Oyuncak Müzesi.Biz buraya metro ile Göztepe'ye gidip sonrasında taksi ile gittik belki daha kolay bir yolu vardır ama ne de olsa şehrin yabancısıyız biz:) Müze gerçekten çok güzel,belki bir yüzyıllık tarihe ışık tutuyor, oyuncaklar daha çok Almanya ve Amerika'dan.50,60 yıl öncesinin Alman oyuncaklarının kompleksliği ve güzelliğinin yanında bizim annelerimizin babalarımızın oyuncakları o kadar mütevazi ki...Oyuncaklar bile tek başına gelişmiş ekonomi olmanın aynası oluyor.





Kedinin adı neydi ya

Adamların yüzyıl öncesi oyuncakları buymuş ya

"Kirlenmek yüzyıl önce de güzeldir"

Nasıl detaydır bu, teyzenin küçük parmağım boyunda olduğunu düşünürsek

Oyun evleri, kasabından terzisine kadar

Oh rahatladım, neyse ki ben de ne fuzuli masraf bu iş diyordum:)



Yeni nesilden umutluyum buarada, burada epeyce çoçuk ziyafetçi oluyor doğal olarak, yaş günü partileri falan, hatta çoçuklarla ilgilenen rehberler var, çoçukların konuşmalarına kulak misafiri olunca insan, şimdinin çoçukları bir alem demekten kendini alamıyor ( yaşlandın be kızım:(
Buarada müzede Sunay Akın'la karşılaşabilirsiniz, gelip sizinle konuşmak isterse yüz vermeyin, biz öyle yaptık:) Ünlü gören şaşkın Ankaralılar olarak ne diyeceğimizi bilemeyip bir şey demedik.
Neyse oyuncak müzesinde 2,3 saat geçirdikten sonra Bağdat Caddesine doğru yürüyoruz.Şimdi sıra Ankara sosyetesi ile İstanbul sosyetesini kıyaslamaya geldi.Sağınızdaki solunuzdaki evlerin fiyatları üzerine tahmin yapmayı unutmayın!Caddede oturun bir kahve için gelene gidene bakın,isterseniz İstanbullu ve Ankaralı kızları kıyaslayın, zevkli oluyor bence:) Sonra Göztepe parkına uğrayın ama mayıs ayını geçirdiyseniz lale falan kalmıyor.Yine de parkta güzel gül bahçeleri var,oralarda takılın.Artık deniz görme vakti, Cadde Bostan sahiline inin yürüyerek.Bu uzun sahilde bisiklet sürüp, köpek gezdiremeyeceğinize göre( unutmayın siz Ankara'dan geldiniz) sizin payınıza çimlere oturup denizi, adaları izlemek düşüyor.Burası cıvıl cıvıl bir yer zaten vakit nasıl geçiyor anlamıyor insan.
Gün batımını Cadde Bostan sahilinde izledikten sonra Kadıköy'e dönüp karmaşanın içine karışabilirsiniz.Merkezdeki balıkçılarda takılmak bir alternatif olabilir ama her zaman için alternatifin de alternatifi vardır. Postmodernitenin gece hayatına yansıması olarak Kadife Sokağı tercih edin.Bir zamanlar Ankara'nın sessiz sakin mahalle hayatının yaşandığı yerler gibi olan Kadife Sokak ne zamandan beri (burada gerçekten soru soruyorum) kaldırım barı olarak hizmet veriyor.Barların boş olduğu, özellikle gençlerin kaldırımlarda oturup içtiği, muhabbet ettiği, müzik yaptığı ve sızdığı bir yer.Tıklım tıklım ve herkes sarhoş, işin ilginci bir vukuat yok ( ya da bizim olduğumuz gece yoktu) Apartman sakinlerinin " bebek uyuyor bu camın önüne oturmayın" yazısına saygı gösterip oraya oturmayan, bunun dışında her yerin oturan, yatan genç dolu olduğu bu yer Ankaralılara garip gelecek  zira biz  Kennedy'deki benzinliğin orayı saymazsak gidip barları doldurmayı, elit elit içmeyi seven bir topluluğuzdur. Olay burada bar olmamasından kaynaklanmıyor, barlar sokağı diye biliniyor,epey mekan var ama bu daha cazip geliyor demek ki.Bulunduğum sürede apartmanlarda oturanlardan pencereyi açıp aşağıya saksı fırlatanına şahit olmadım ama bu gürültü, karmaşa sokak sakinleri için hoş olmasa gerek.Neyse empatiyi bırakıyorum herkesin uzun saçlı, motorcu kıyafetli, dövmeli olduğu bu sokağa gidin bi bakın.Hem var ya Kabataş olayındaki sanal tipler buradan gitmişler oraya, içip içip Kadıköy-Kabataş vapuruna binmişler sonra inince iskelede olaylar olaylar işte, yaaaa.

Kadife Sokakta bir gecenin özeti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder