29 Temmuz 2013 Pazartesi

Heidelberg

Frankfurt'a geldiniz gezdiniz artık yapacak birşey bulamıyorsanız ilk durağınız trenle yaklaşık 1 saat uzaklıkta olan Heidelberg olmalı. Tren biletini Almanya'nın TCDD'si olan DB Bahn'dan alabilirsiniz 30€ civarında bilet bulmak mümkün. http://www.bahn.de/i/view/USA/en/index.shtml
Heidelberg gerçekten çok hoş,sevimli hem de canlı bir şehir.Canlılığı üniversite şehri olmasından kaynaklanıyor.  O yüzden Frankfurt'un aksine akşamları sokakta dolaşan insanlar var hem de bunlar genç:) Burada Almanya'nın en eski üniversitesi var (1386 dan bu yana).
Heidelberg II.Dünya Savaşı sırasında yıkılmayan yegane yerlerden biri, Şehir o kadar güzel ki gerçekten bombalamaya kıyamamışlar.Burası da ortadan geçen bir nehrin iki yakasına kurulan alımlı konaklar, şatolardan oluşuyor. Eski köprü diye bilinen 1248 yapımı bir köprü, Carl Theodor Brücke, iki yakayı bağlıyor. Köprünün ayaklarında maymunvari bir canlının heykelcikleri var, sempatik birşey.

Heidelberg'de ilk gezilecek yer Şatosu.Kale'de bulunan şatoya fenükiler ile çıkılıyor.Buradan oldukça etkiliyici Heidelberg manzarası görünüyor.Şatoda eski mazhenler var. Burada Grosses Fass denilen devasa bir şarap fıçısı var öyle böyle değil ama, yaklaşık 220 bin litre şarap alabiliyormuş kulağa inandırıcı gelmiyor ama o dönemlerde (1700 lü yıllarda yapılmış fıçı) bir Almanın ortalama 2 litre şarap içtiği düşünülürse inandırıcı olabiliyor.Nasıl günümüzde şehirlerin su deposu var o zaman da insanlar pek su içmeyip şarap içiyorlarmış bu da Heidelberg'in şarap deposu işte, şimdi mantıklı oldu valla.


Bu da şatodan bir fotoğraf, kabaklar günün anlam ve önemini belirtiyor.



Şehrin en iyi manzara fotoğraflarının alınabileceği yer Philosophenweg denilen Filozoflar yolu.Şehrin eski merkezi kısmını Şato'ya bağlayan yol. Eee yokuş tabi ama çok hoş bir manzarası var offlayarak çıkar, fotoğraf çekerek ve manzaranın tadına vararak inersiniz. Ya da hiç çıkmayın fenükiler ile çıktığınız kaleden bu yolla geri inin.

 Şehrin en canlı yeri ise Marktplazt denilen meydanı.Burada ben oradayken Christmas Marketlar kurulmuştu, hatta cadde boyunca birkaç noktada kurulmuştu.Gece geç saatlere kadar stantlar açık, gençler yiyip içip güzelleşiyorlardı, bu canlılığın kıymetini bilmek gerekiyor zira bunu daha sonra Berlin'de bile görmüyorsunuz.



 Cadde boyunca çok orijinal dükkanlar var, hediyelikler, tasarım ürünler, çikolatalar falan satılıyor.Christmas Market zamanı ise bu ürünleri stantlardan almak daha mantıklı hem daha renkli hem de şekerleme gibi şeylerin daha taze olduğu anlaşılıyor. Bir de her stantta Christmas kurabiyeleri vardı, hazır gelmişken üzerinde Ich Liebe Dich yazanlardan alın bir tane.


Son olarak yemece içmece kısmında ana caddede yer alan Zum Güldenen Schaf adlı  restaurantı önerebilirim.Eski tarz dekore edilmiş, insana kendini Ortaçağ'da Heidelberl'e kız istemeye gitmişsin de aileler toplanıp kutlama yemeğine buraya gelmiş gibi  hissettiren bu mekanda tipik Alman şarapları içtik hiç fena değildi doğrusu.Yemek de mevzusunda da menüden zaten birşey anlamayaksınız şansınıza artık.
Son notlar

  • Gezmek için 1 gün yeter ama bir kaç gün kalınsa kalınır romantik bir tatil olmuş olur
  • Hafta içi dükkanlar akşam 6,7 gibi kapanıyor ama ana caddede bir kaç açık hediyelik dükkan bulunabilir.

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Labirentte kaybolan kedi, güzel paylaşımlar için teşekkür ederiz, kalemine sağlık...

    Bir dost:)

    YanıtlaSil