Belirli gün ve haftaları belirleyen bir üst kurul varsa 1 Aralık'ın Dünya Kızartma Günü olarak kabul edilmesini talep edeceğim.Yani 21 Mayıs'ı Dünya Süt Günü, 22 Mart'ı Dünya Çocuk Şiirleri Günü, günle yetinmeyip 12-18 Aralık'ı Tutum, Yatırım ve Yerli Malı Haftası (en sevdiğim), Ekimin 3.haftasını Türk Standartları Haftası olarak belirleyen bir merci vardır mutlaka diye düşünüyorum.1 Aralık da dünya çapında kızartma günü olarak kutlansın.Obezite ile mücadeleye giriştiğimiz şu yıllarda yılda bir gün olsun bu ulu mücadelemizi bırakıp doyasıya kızartma yiyelim.İster patates olsun ister kabak, patlıcan, biber olur, karnabahar olur havuç bile olur yeter ki tavada kızarmış bir şeyler olsun. İster ketçap dökün ister sarımsaklı yoğurt yapın isterseniz domates sos olur bol baharatlı mis gibi...Fena mı olur yediğimiz onca kepekli ekmek, haşlanmış sebze, yarım yağlı yoğurttan sonra midemiz biraz lezzet görür.Ayrıca henüz İsviçreli bilim adamları bunu kanıtladı mı bilmiyorum ama bol yağda kızarmış sebzenin özellikle patatesin seratonin salgılattığı, doğal antidepresan olarak görev yaptığına dair ciddi teorilerim var.
![]() |
Sağlıklı bir parça olsun diye köfteler ızgarada pişti:) |
Bu olay nereden icap etti derseniz, her şey son iki yıldır evimde kızartma yapmak için özel bir tavamın bulunmamasını fark etmemle başladım.O an anladım ki iki yıldır evde patates kızartmıyorum.Birden oturup hayatımı sorguladım ben ne yapıyorum diye. Zira benim çocukluğum her pazarın banyo günü olmasının yanı sıra kızartma günü olduğu bir çocukluktu.Üstelik halamla kaldığım dönemde halamın "eğer haftanın her günü öğlen ve akşam olmak üzere patates kızartması yedirtirsem, bu çocuklar bunu istemekten bıkarlar mı " konulu deneyinde bir haftanın sonunda hala patates kızartması talep ederek bu deneyi beklentilerinin dışında sonuçlandırdım.Oysa bir de şu an ki halime bakın, evim kızartma kokusuna hasret kalmış.
Hemen karnabaharı aldım, haşladım unla kızarttım, patatesleri en sevdiğim formatta ince ince doğradım tuzla ve kekikle kızarttım. Aslında yoğurtlu kabak ve patlıcan kızartması da olsaydı iyi olurdu ama tabi mide küçülmüş zamanla, gastrit reflü ne ararsan çıkmış öyle olunca kızartmayı abartamıyorsun tabi. Dört büyük patatesi tek başıma yediğim günlerden kuş kadar kızartma yediğim günlere düşmüşüm, neyse buna da şükür tabi...
Bu durum modern çağın bir sonucu olmakla birlikte psikolojik temelli de büyük oranda.Evet modern çağ etrafımızı diyetler, diyetisyenler, 36 beden modeller ve en fazla 42 bedene kadar olan kıyafetlerle sarmış durumda. Kadınlı erkekli fark etmiyor bir ortamda salata yerine kızartma istediğinizde bütün gözler emin misin der gibi size çevriliyor.İki gün üst üste tatlı yersek soluğu pilates minderinin üstünde alıyoruz.Peki kızartma yediğimiz günlere nazaran daha mı mutluyuz, tabi ki hayır....
Olayın psikolojik boyutu da burada gizli. Belki daha zayıfız, daha sağlıklı olduğumuzu sanıyoruz ama çocukluğumuzdaki özgür ruhumuzu kaybetmiş durumdayız. Bir hafta boyunca patates kızartması yediğimde aklıma ne kilo alacağım, ne kolestrolüm ne midem gelmişti. Zevk almayı biliyordum ve patates kızartması zevk veriyordu, hepsi bu....Çocukken her şeyi yapabilecek kadar korkusuzuz oysa şimdi korkularımız bizi yönetiyor. Yıllar sonra çocukluğumuzu aradığımızda asıl peşinde olduğumuz şey, cesaretimiz ve kendimize olan güvenimiz.O yüzden herkesi çocukluğumuzun cesur günlerine dönmek adına 1 Aralık Dünya Kızartma Gününü kutlamaya davet ediyorum.
Hazır bugün toplumsal konulara değiniyorum, bu bağlamda çevreme vermek istediğim bir mesaj daha var. Sevgili çevrem lütfen .....
Actifry'ı da öneririm. En azından yağ miktarını azaltıyor. Kaçamak olarak mutlaka karnabahar/patates/köfte/sosis ile yapılmalı.
YanıtlaSilAfiyet olsun
Çağrı ÖZTÜRK
Minareyi çalan kılıfını hazırlar misali olmuş anki;))
YanıtlaSilSiz kalpçiler sevmezsiniz kızartma ama biz de olmasak size müşteri çıkmaz:)
YanıtlaSil